M.Ö 10 – 12 binli yıllara uzanan, insanoğlunun barınma, korunma ve karnını doyurma ihtiyaçları ile başlayan yerleşik hayat, bugün bambaşka bir standarda ve ihtiyaçlar silsilesine evrilmiş durumdadır. Tarihin en eski uygarlıklarına misafirlik yapmış Anadolu’da ve tarihin en büyük imparatorluklarının başkentliğini yapmış İstanbul’da bu süreç bugün çok farklı noktalarda talepler üretmekte ve iş alanları yaratmaktadır.
Bundan 500.000 yıl önce ağaç kovuklarında yaşayıp balık tutma ve avlanma ihtiyacı ile yaşayan insanoğlu, bugün tüm hayatını dijital aletlerle koordine ederken, 500.000 yıl önce doyma ihtiyacını karşılamak üzere yaptığı aktiviteyi bugün stres atmak için hafta sonu aktivitesine çeviriyor.
Ancak temelde yine barınma yine korunma ve yine doyma ihtiyaçlarını gidermek üzere yaşıyor. 8.000 yıl önce ilk köyleri kurmaya başlayan insanoğlu bugün adını “köy” koyduğu siteler kuruyor. Aradaki fark, yeni köylerde tarımdan ve hayvancılıktan uzaklaşılarak teknolojiye ve yaşam konforuna yaklaşılmış olmasından başka bir şey değil aslında.
Günümüzde metropollerin yaşam alanları kapalı sitelerin içine kaymaya başladı. Kalabalık ve büyük siteler, kendi sosyal tesislerini, kendi ticari alanlarını, kendi eğlence alanlarını, hatta kendi yaşam standartlarını yaratmaya başladı. Bu durum doğal olarak beraberinde çok çeşitli ihtiyaçlarında doğmasına sebep oldu. Şehir merkezlerinde yapılamayan projeler, genelde şehrin az gelişmiş bölgelerine kaymaya başladı ancak site ve site sakinlerine yönelik ihtiyaçların bu alanlarda ve lokasyonlarda karşılanamaması, çözüm arayışlarını ve dolayısıyla yeni standartları da beraberinde getirdi.Kendi içinde çelişik bir durum yaratan bu alanlar, lüks ve üretildiği bölge halkının ulaşamayacağı fiyatlara satılırken, bölge halkının ihtiyaçlarını gidermek üzere düzen bulmuş olan lokasyon, bir anda lüks ihtiyaçların karşılanabilmesi gereken alanlara ve sosyolojik çatışma alanlarına dönüşmeye, site sakinleri ise ihtiyaçlarını mümkün olduğunca ya yaşadığı site içerisinde ya da kendi imkanlarını kullanarak şehir merkezlerinde çözme yolunu kullanmaya başladı.
Site içinde yaratılan ihtiyaç çözüm alanları yine geçmişten beri süregelen kooperatif yönetimi, profesyonel olmayan emekli kişi ya da askerler gibi yönetim metotlarının da yetersiz kalmasına yol açtı. Dahası ciddi paralar ödeyerek satın alınan evler bu tip teknik donanımı olmayan ekiplere emanet edilince değer kaybı yaşamaya ve memnuniyetsizlik yaratmaya başladı. Bu noktada herkesin hayatına, ihtiyaçların karşılanması beklentisi ile birlikte memnuniyet seviyesi de girdi. Maketten yapılan satışlarda yapımcı/yüklenici firmaların yarattığı sanal dünyanın satın alanlarda yarattığı beklenti, yaşam başladıktan sonra doğru yönetilemeyen alanlarda ciddi memnuniyetsizlikler yaratmakta ve etkisi o alandan uzaklaşmak, siteyi terk etmek, alternatif yaşam alanları aramak hatta mülkü satmak noktasına kadar gidiyor.
17, tüm bu ihtiyaçları bir arada çözen bir anlayış ve bu anlayışı temsil eden 360 Derece Yönetim modeli ile çalışıyor. Yapımcı/yüklenici firmanın projeyi geliştirme aşamasından başlayan iş modeli, sitede yaşayan çocukların oyun alanlarının bakımından havuzunuzun hijyen kontrolüne, çöpünüzün alınmasından komşularınızla ortak organizasyonlarınıza, evinizin kiralanmasından kiracınızın aidatının ödenip ödenmediğine kadar tüm süreci yönetiyor.
